İnsan beyni şüphesiz birçok sistemden meydana gelmiştir.Bu sistemler birbiriyle uyumlu çalışmakla beraber birbirlerini de aynı oranda etkileyebilmektedir.
Beyinde varolan birçok sistemle beraber farklı hafıza sistemleri de bulunmaktadır. Bu sistemlerden biri olaylarla ilgili bilgileri hafızalayıp depolarken bir diğeri de olaylarla ilgili o an ki duygusal yaşantıları depolamaktadır.
Bilgilerin öğrenildiği an var olan ortam bilginin hem öğrenilmesi hemde sonrasında bireyde oluşturduğu duygu yönünden birbiriyle bağlantılı şekilde ilerlemektedir.Bu iki sistem üzerinden açıklayacak olursak, bizler bir bilgiyi öğretirken aynı zamanda o anki duyguyu da karşımızdaki bireye aktarmış oluyoruz.
Yetişkinlerden farklı olarak çocuklar bilgiyi öğrenirken daha çok duygusal kavramıyla ilgilenirler. Bu aşamada yaklaştığımız tutumlar onların karakterlerine de etki etmektedir. Yanlış davranış biçimi olarak öğretilen “Doğru” onlarda bazen sadece tepki çekmemek için yapılmaması gereken bir eylem gibi algılanabilir. Oysa burada asıl öğretilmesi gereken “doğru”nun ne olduğudur.
Çocuklara bilgiyi aktarırken ya da doğru davranışları öğretmeye çalışırken onlara gereğinden fazla sert, eleştirel, suçlayıcı V.b. olumsuz duygularla yaklaşmak onları ileride otoriter birinin düşüncelerini kabullenen, eleştirel yaklaşamayan ve farklılıkları zenginlik olarak görmeyen bireylere dönüştürebiliriz.Bu sebeple onlara bir bilgiyi aktarırken, doğru davranışı öğretmeye çalışırken bu dinamiklerinde göz önünde bulundurulması gerekmektedir.