Bipolar bozukluk (iki uçlu duygudurum bozukluğu) bir diğer adıyla manik-depresif hastalık, kişinin duygudurumunda, enerjisinde ve sosyal aktiviteleri tamamlama yetisinde bozulmalara neden olan psikolojik hastalıktır. Günlük hayatın akışında gerçekleşen iniş-çıkışlardan farklı olarak, bipolar bozukluk bulunan kişiler, keskin iniş-çıkışlara bağlı iş ortamında, okul hayatında, aile ve arkadaş ilişkilerinde sorunlar yaşayabiliyor.
Kişinin ruh halinde çarpıcı değişikliklere yol açan yükselme ve alçalma dönemleri, depresif ve manik ‘ataklar’ olarak tanımlanmaktadır. Bazı kişiler depresyona ya da maniye daha yatkın olurken bazı kişilerde belirtiler, iki uç duygu durum arasında gidip gelme (karma epizot) şeklinde olabilmektedir. Toplumda her 100 kişiden % 1-2’sinde görülen bipolar bozukluk, sıklıkla genç erişkenlikte 15-35 yaş aralığında ortaya çıkan, kadın ve erkekte eşit olarak görülen bir rahatsızlıktır.
Mani nedir?
Maniye girmiş kişi (yani ‘manik’ hasta) son derece neşelidir. Güler şarkı söyler, herkesle sohbet eder ancak hasta neşeli olmakla birlikte kolaylıkla da sinirlenebilir. Bipolar hastalığı (duygudurum bozukluğu) olan kişilerin fikirlerini eleştirmeye, taşkın davranışlarını engellemeye çalıştığınızda da büyük bir öfkeye kapılabilirler. Mani ‘anormal‘ bir durumdur ve kişi neşeli, mutlu, espirili ve enerjik olmasına rağmen kişinin tüm sosyal uyumu bozulmuştur.
Bipolar bozukluğun (manik dönem) belirtileri nelerdir?
-
Uyku problemleri (uyku ihtiyacında azalma)
-
Oldukça yükselmiş (öforik) duygudurum
-
Artmış enerji, etkinlikler ve yerinde duramama hali
-
Konsantrasyonda azalma
-
Cinsel istek artışı
-
Çok para harcama
-
Kişinin kendi kabiliyeti konusunda gerçek olmayan inanışlara sahip olması
-
Yargılama kapasitesinde azalma
-
Düşünme ve konuşma içeriğinde artış
-
Tahrik edici, uygun olmayan davranışlarda artış
-
Alkol ve madde kullanımında artış
Bipolar belirtilerinin üç veya daha fazlasının her gün görülmesi ve bir hafta veya daha uzun sürmesi gerekmektedir. Mani dönemi ani başlar ve tedavi edilmezse haftalarca sürebilir. Kişi genelde mani dönemi yaşarken hasta olduğunu fark etmez ya da tedaviyi reddetme eğilimindedir.
Manik atağın başlangıcında ya da bağımsız bir atak olarak da görülebilen bir diğer durum da hipomanidir. Hipomani fazı, üretkenliğin arttığı ancak manik belirtilerin daha hafif olduğu bir dönemdir. Hipomani fazında belirtiler genellikle kişinin okul, iş ve sosyal çevresiyle bağlarını etkilemeyecek derece görülürler.
Bipolar depresif atağa (döneme) ait belirtiler;
-
Umutsuz ve karamsar olma
-
Üzgün endişeli ve mutsuz hissetme
-
Yaşamdan zevk alamama
-
Enerji azlığı
-
Unutkanlık
-
Konsantrasyon güçlüğü
-
Değersizlik hissi
-
İştah değişikliği; kilo kaybı ya da kilo alımı
-
Fazla uyuma, uykuya dalmakta güçlük çekme, geceleri sık uyanma
-
Çaresizlik ve değersizlik hisleri
-
Ölüm ya da intihar düşünceleri
Depresif dönemde de, en az beş belirtinin iki hafta ya da daha fazla sürmesi beklenir. Depresif ve manik atakların ağır yaşandığı durumlarda da halüsinasyon ve hezeyan gibi psikotik belirtiler de görülebilmektedir.
Bipolar bozukluğun nedenleri?
Yapılan araştırmalar sonucunda bipolar bozukluk nedenleri arasında genetik faktörlerin yer aldığı bilinmektedir. Genetik olarak bipolar bozukluk hastalığına yatkın olan kişilerin yaşadığı stresli bir hayat bu hastalığı tetikleyebilmektedir. Genetik yatkınlığın yanı sıra beyin gelişimi ve beyin hücreleri arasındaki iletişimi sağlayan nörotransmitterların da bipolar bozukluk hastalığına sebebiyet verdiği düşünülmektedir. Aile bireylerinde bipolar hastalığı olan kişilerde bipolar bozukluğun ortaya çıkma ihtimali olduğu belirtilmektedir.
Bipolar bozukluk gelişiminde rol alan risk faktörleri nelerdir?
-
Sigara kullanımı
-
Yeterli bedensel aktiviteler yapmama
-
Kötü beslenme alışkanlıkları
-
İlaçların yan etkileri
-
İş sorunları
-
Stresli yaşam
-
Adrenalin, insülin, stres hormonnu ve kortizol sisteminde değişiklikler olması
-
Suç oranı yüksek bölgede yaşama
-
Mali sorunlar
Bipolar bozukluk hastalığı ile görülebilen diğer rahatsızlıklar nelerdir?
Bipolar hastalığı olan birçok kişide aşağıdaki bazı rahatsızlıklar görülebilmektedir:
-
Yemek yeme bozukluğu
-
Endişe (anksiyete) bozukluğu
-
Maddeleri kötüye kullanma
-
Obeziteye ve diyabete yakalanma riski
-
Migren tipi baş ağrıları
-
Tioid ile ilişkili hastalıklar
-
Kalp hastalıkları
Bipolar bozukluğu önlemek için neler yapılabilir?
-
Düzenli ve yeterli uyunmalıdır
-
Yaşa ve vücut tipine uygun sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlığı kazanmak çok önemlidir. Doktor kontrolünde doğru bir beslenme planı oluşturulmalıdır.
-
Mümkün olduğu kadar egzersiz yapılmalıdır
-
Stresli ortamlardan mümkün olduğu kadar uzak durulmalıdır
-
Alkol mümkün olduğu kadar azaltılmalı veya hiç tüketilmemelidir
-
Nefes egzersizleri yapılmalıdır
-
Öfke kontrolü yapılmalıdır
Bipolar bozukluğu olan kişilerde aile ve çevre yardımının önemi
Bipolar tanısı alan kişiler, çoğu zaman hastalıklarını kabullenmez ve durumlarına sebep olarak da çevrelerinde olup bitenleri gösterme eğilimindedirler. Bu nedenle, tedaviye başlamak ve sürdürmek için aile ve çevre desteği çok önemlidir. Hastanın güvenliğinin temin edilmesi ve tedavinin sağlıklı sürdürülebilmesi için aile bireylerinin hastalık döneminde etkin davranması gerekebilmektedir. Aile bireyleri hastalık dönemine ait davranış problemleri (depresif dönemde çökkünlük ve ağlama atakları ya da manik dönemde kontrolsüz para harcama, alkol ve madde kullanımı gibi ) ve sonuçlarıyla baş etmekte zorluklar yaşayabilmektedirler. Aile bireyleri ve yakın çevrenin de yaşadıkları zorluklarla baş etmek için destekleyici grup terapisi çalışmalarına katılmaları yararlı olabilmektedir.
Bipolar Bozukluk ve Psikoterapi
Bipolar bozuklukların tedavisinde uygulanan psikoterapi kişiye problemleriyle nasıl başa çıkabileceğini öğretmesi, aile ve arkadaşlarıyla yaşadığı çatışmaları çözümleyebileceği yöntemleri gösterebildiği için tedavi sürecinin ayrılmaz bir parçasıdır. Psikoterapi ve psikolojik destek uygulamalarıyla bipolar bozukluğa eşlik edebilecek madde kullanımı ya da kaygı bozukluklarının da önüne geçilebilir.
Bilişsel Davranışçı Terapi
Bilişsel davranışçı terapilerde amaç kişinin düşüncelerinin duygularını nasıl etkilediğini kavramasıdır. Terapi uygulamalarında danışan negatif düşünce ve davranış kalıplarını pozitif yaklaşımlara nasıl değiştirebileceğini öğrenir. Bipolar bozukluklarda terapinin odağı semptomların yönetilebilmesi, problem çözme yetilerinin geliştirilmesi ve tedavi sırasında yaşanabilecek gerilemeleri önleyebilmektir.