“Bir gün uyanıp evinizin kapısını açarsınız ve kapının önünde çok şirin bir kaplan yavrusu görürsünüz. Kaplanı evlat edinir ve evinize alırsınız. Değerli kaplanınız miyavlamaya başlar ve onun aç olduğunu fark edersiniz. Kaplana biraz kıyma verirsiniz. Her miyavladığında ona daha fazla kıyma vermeye devam edersiniz. Günler geçtikçe kaplanınız büyümeye başlar ve kıyma artık yeterli değildir. Artık, ona kaburgalar, pirzolalar, büyük et parçaları vermeniz gerekir.”
Aynı şey düşüncelerinize de olur. Onları ne kadar beslerseniz, o kadar büyürler, aynı kaplan gibi. Diğer bir deyişle, düşüncelerinize daha fazla kredi verdikçe, daha büyük hale gelirler. Eğer düşüncelerinizi beslerseniz, kendinizi hayatınızın büyük bir kısmı onlar tarafından yönetilir halde bulursunuz.