Kapıyı kilitledin mi?
Bir daha kontrol ettin mi?
Emin misin?”
Bu ifadeler size tanıdık geliyorsa, obsesif kompulsif bozukluk yaşıyor olabilir veya yakınınızdaki birinde bu sendroma şahitlik ediyor olabilirsiniz.
Yeni Concordia araştırması, düşünceler ve eylemler üzerinde denetimi kaybetme korkusunun, kontrol de dahil olmak üzere OKB ile ilgili davranışı nasıl etkilediğine ışık tutmaktadır. Daha geleneksel olan korku türleri (yılanlar, örümcekler, köpekler, vb.) iyi araştırılmış olsalar da, öncelikle kontrolü kaybetme korkusuna odaklanan birkaç çalışmadan biri bu.
Arts and Science Fakültesi’nden bir psikoloji araştırmacısı Adam Radomsky; “Kontrolü kaybedeceğine inanan kişilerin, daha sık davranış denetimi gösterme ihtimali çok daha yüksek. Dolayısı ile kliniğimizde OKB tedavisine odaklandığımızda, bu insanların kontrolü kaybetme korkularını azaltmaya çalışabilir ve bu semptomları daha az görebiliriz” diye konuştu. Radomsky’nin bulguları, doktora öğrencisi Jean-Philippe Gagne ile birlikte yazdıkları Journal of Obsessive-Compulsive and Related Disorders dergisinde yayımlandı. Radomsky’nin bu projesi, Sosyal Bilimler Araştırma Konseyi tarafından finanse edilen ilk proje olma özelliğini de taşıyor. Radomsky; “Katılımcı 133 öğrenciye sahte EEG uygulandı. Bunlar rastgele ve yanlış geribildirim verdiler. Oysa düşüncelerini ve eylemlerini kontrol altında tutacak kadar düşük risk altındalardı” diye açıkladı süreci. Daha sonra bu katılımcılara, bilgisayarlı bir görev verildi. Görev, bir dizi anahtar komut kullanarak ekrandaki görüntü akışını kontrol altında tutmaktı. Kontrolü kaybetme riskinin daha yüksek olduğuna inananlar, riskin düşük olduğuna inanlara kıyasla çok daha fazla panik hali ve denetleme hissine kapıldı.
Tedavi Edebileceğimiz Bir Şey Şaşırtıcı bir şekilde çalışmaya katılan öğrenciler, OKB riski altında olduklarını hiçbir şekilde kabul etmediler. Radomsky; “Kişilerin kontrolü kaybetme riski altında olduklarına inanmalarını isterseniz ve belirtiler kendini göstermeye başlarsa, bu insanların bu semptomlarının ardında neler olabileceği hakkında daha net fikirlere sahip olabiliriz” dedi. Bulgular, Radomsky ve Gagne’nin beklentisiyle doğru orantılıydı.