Aile içi şiddet, aile üyeleri arasındaki fiziksel, psikolojik, duygusal, cinsel, sosyal veya ekonomik şiddet ve türevleri olarak gruplandırılan toplumsal bir sorundur. Toplumu değiştirmek istiyorsak öncelikle psikolojik sağlamlığımızı gözden geçirmek, daha sonra da psikolojik olarak sağlam çocuklar yetiştirmek gerekir. Bu sağlamlığın önüne geçen en temel etkenlerden biri olan aile içi şiddete tanıklık eden veya maruz kalan çocuklar; duygusal, davranışsal, sosyal, fiziksel ve daha birçok yönden etkilenmektedir .Çocuklar hayata geldikleri andan itibaren aile onlar için artık tüm dünyadır ve en güvenilir yerdir. Onların bu güvenli dünyasında meydana gelen en ufak bir olumsuzluk bile onları sandığımızdan çok daha fazla etkiliyor çünkü onlar sandığımızdan çok daha fazlasını biliyorlar. Peki şiddet onlara sadece fiziksel olarak mı yansıtılıyor? Tabii ki hayır. Herhangi bir tepki vermeden küsmek de bir çeşit şiddettir. Çünkü küsmek
pasif agresif bir davranış türüdür ve bu davranış türü çocuğu öfkelendirebilir. Çocuğa karşı duygusal olarak kör ve sağır olmak, onun temel ihtiyaçlarını yeme-içmeden ibaret sayıp duygusal ihtiyaçlarını görmezden gelmek de bir şiddet türüdür. Çok fazla eleştirmek, çocuk üzerinde helikopter ebeveyn izlenimi yaratmak, baskı kurmak ve bir şeyleri başardığı zaman ödüllendirmeyip başaramadığı zaman cezalandırmak, harçlığını kesmek ya da bununla tehdit etmek de psikolojik ve finansal şiddetin ayrı birer parçalarıdır. Tüm bunların yanında, aile üyeleri arasındaki şiddete tanık olan çocuklar en başta ''tamamlanmamış'' duygulara sahiptirler artık ve tamamlanmamış duygular mutlaka başka bir zamanda ve başka bir surette ortaya çıkarlar.
Şiddete tanık olan çocuklarda kısa ve uzun vadede görülen olumsuz etkiler:
Şiddeti normal kabul etme ve doğal bir davranış şekli olarak algılama
Şiddeti bir hak arama yöntemi ve savunma mekanizması olarak kullanma
Sabırsız ve tahammülsüz olma
Çocukluk çağında aileden göremediği sevgi ve kabulü yetişkinlik çağında başkalarında arama ve farklı bağlanma stilleri geliştirme
İntihar düşünceleri, depresyon, anksiyete, travma sonrası stres bozukluğu, panik atak, narsistik kişilik bozukluğu görülmesi ya da aşırı çekingen olma
Düşük benlik saygısı
Öfke problemleri
Yatak ıslatma, tırnak yeme
Okul başarısında düşüş ve öğrenme güçlüğü
Madde-alkol kullanımına yatkınlık
Aşırı stres sonucu bağışıklık sisteminin zayıflaması ve hastalıklara yatkınlık
Uyku ve yeme problemleri
Yüksek sese ve gergin ortamlara olan aşırı duyarlılık ve daha onlarca olumsuz etki sayabiliriz.
Bazı çocuklar maruz kaldıkları şiddete karşı farklı savunma stratejileri geliştirse de bazı
çocuklar da bu durumu içselleştirip, kendilerinden daha güçsüz olan hayvan ve insanlara aktarırlar.
Böylece şiddet zincirleme bir şekilde devam eder ve şiddet şiddeti doğurur. Bu noktada, çocuğun fiziksel güvenliği kadar psikolojik iyi oluşunun da sağlanması, aynı zamanda duygusal, bilişsel, sosyal ve davranışsal açıdan desteklenmesi ve bu travmalar iyileştirilirken mutlaka bir uzmandan yardım alınması gerekir.
Psikolog Selin Öztoprak