"Ama şuramda bir bulantı. Gitmiyor, geçmiyor. İnsanlar arasında durmadan mikrop gibi yayılan bir hastalığın bulantısı bu. Kuşku ve güvensizlik. Bunları böyle böyle düşünmek zorunda kalışım. Yoklaya yoklaya yaklaşmak herkese. Şu anlamda ya da bu anlamda..."
Adalet Ağaoğlu
"Bazen hiç yaşamıyor gibi hissediyorum. Umutsuz, huzursuz...Bazen ise tam tersi capcanlı. Sanki iki uç noktadayım. Bir gün bir dağın en zirvesindeyken başka bir gün bir çukurun en dibinde. Hayatın işleyişinde karşılaştığımız, hep hissettiğimiz olumlu olumsuz duygulardan bahsetmiyorum. Burada yaşadığım en dipten en zirveye iniş çıkışın sıklığı ve hızlılığı. Küçük şeylerle kolayca tetiklenebiliyorum. Birinin benim yanımdayken telefonuna bakması dinlenmediğimi hissettiriyor. Buluşma saatine geciken biri değersiz olduğumu düşündürtüyor. Olumlu düşünmemi söyleyen birisi kendimi görünmez hissettiriyor. Kendimi bir gün bile mutlu bulsam tetiklenmem için küçük bir şey yetiyor. Bir söz, bir bakış, bir hareket, bazen bir göz kaçırması, bazen uzun bir sessizlik, bir cümle, bir dokunuş... Sonra yakınımdaki her şeyi terk etmek istiyorum. Bana yakın olan her şeyi. İlişkiler korkutucu. İlişki kurmak, orada kalmak, kaçmamaya direnmek. Kendimi sık sık çok sevdiğim insanları iterken buluyorum. İçimde bunu yapmamı söyleyen sesi durdurmak istiyorum, olmuyor, susmuyor. Sonra en çok değer verdiğim ilişkileri yok etmeye başlıyorum. Çünkü o kişi bir gün önce iyiyken bir şeyle tetiklendim ve artık o benim için kötü. Yalnızca çok iyi ve çok kötü var benim için, ya çok sevebilirim ya da çok nefret ederim. Bu iki uç duygudan başka bir şey hissedemiyorum. Partnerime, aileme, arkadaşlarıma hatta öğretmenime, doktoruma, marketteki kasiyere hatta hayatta karşılaştığım herkese karşı duygularım, hislerim çok çabuk değişiyor. Ne hissedeceğimi bilememek en zoru. Dün benim için en iyi insan olan kişiden bugün uzaklaşıyorum. Hangi hissin doğru olduğunu bulamıyorum.
Bazen kendimi insanların hayatında bir yük olarak görüyorum. İçimde bir ses sevilmeye değer olmadığını fısıldıyor, bazen kimsenin beni sevmeyeceğini haykırıyor. Birinin beni sevebilmesi imkansız. Evet, bazen sevildiğimi hissediyorum ,o an o kadar canlı ve parlak ki. Ancak bu hissin yok olup yerini karanlığa bırakması için tek bir an yetiyor. Küçük, kötü bir yorum tarafından tetiklendiğimde ortaya çıkacak olan öfkeden bahsediyorum. Acıyı kontrol altına alabilmek, yaşadığımı hissedebilmek için karanlığı kontrol etmeye çabalamak zorundayım. Bazen kötü bir rüyanın içinde sıkışmış hissediyorum, uyanmamın zor olduğu kötü bir rüya.
İnsanlara güvenmek en zoru. Gerçek beni göreceklerinden korkuyorum. Karanlık beni, sevilmediğime inanan beni. Gerçekte kim olduğumu bilmek için mücadele ediyorum ancak ilişkilerimi ,fırsatları, arkadaşlıklarımı yok etmem için küçük bir an yeterli.
Güvende hissetmediğimde ulaşılabilir olmam imkansızlaşıyor. Herkese ve her şeye şüpheyle yaklaşıyorum. Birinin hayatımda kalması için tüm bu sınırları koruması gerekli."
Bazen kendimi korumak için sevimli bir kirpi gibi davranıyorum, ama dikenlerim en çok bana batıyor. Takma bir bilinç ve takma bir akılla gündelik hayatımı sürdürüyorum. Bir dönem kalbim yokmuş gibi davrandım. Ama o hep vardı, kalbim takma değil"
Didem Madak
Borderline kişilik kavramı Adolf Stern, Borderline kişilik bozukluğu kavramı ise Otto Kernberg adlı Avusturyalı bir psikiyatrist tarafından tanımlandı.
Sınırda kişilik bozukluğu, kişilerin öz denetim mekanizmalarında bulunan problemlerden kaynaklanır, kısaca kişinin duygu, düşünce ve davranışlarındaki istikrarsızlık olarak tanımlanabilir. Bir olay ya da kişi onlar için ya çok iyidir ya da çok kötüdür, orta yoktur.
Ağrı neydi, neremdeydi, neresiydi ağrı.
Kim bana kalbimin menzilini soracaksa sorsun artık. Ağrı durmadan ağrı durmadan ağrı durmadan Ağrı benim durmadan doruğuna tırmandığım. Meğer yüksek bir dağmış.
Didem Madak
Borderline kişilik bozukluğuna sahip kişilerde hangi belirtiler görülür ?
Ani ruh hali değişimleri
İkili ilişkilerde istikrarsızlık
Öfke kontrolünde problemler
Yoğun uç duygular (çok sevgi ya da çok nefret)
Boşlukta hissetme
Güvensizlik
Şüphecilik
Dürtüsel davranma, aşırı para harcama,
Abartılı cinsel davranışlarda bulunma, madde kullanma
“Sanki bir hafta boyunca gece gündüz bir taşa çivi çakmakla görevlendirilmiş gibiyim. ama işçi de benim milena, çivi de.”
Franz Kafka
Borderline kişilik bozukluğuna sahip olanlar günlük hayatın işleyişinde çok sayıda problemle karşılaşabilirler. Bunların başında ikili ilişkilerde sorunlar, uzun süre arkadaşlık ve ilişki sürdürememe ,sık sık iş değiştirme, riskli davranışlarda bulunma gibi durumlar yer alır.
Gizem Seval