Kokoloji kişilik testleri, Profesöru Isamu Saito ve Tadahiko Nagao tarafından geliştirilen, temel psikolojik gerçeklere dayanarak hazırlanmış bir tür kendini keşfetme oyunudur.
Kokoloji kitabındaki 53 oyundan bir tanesini sizler için derledik. Testlerin devamının gelmesini istiyorsanız yorumda belirtebilirsiniz.
Başlamadan önce küçük bir hatırlatma yapalım:
Aklınıza ilk geleni söyleyin.
Cevapları tahmin etmeye çalışmayın.
Kendinize karşı dürüst olun.
Sırası gelmeyen sayfaları okumayın.
Kokoloji Kişilik Testleri tanı, teşhis niteliği taşımamaktadır, alanında uzman Profesör Isamu Saito’nun bilimsel temellere dayanarak ortaya koyduğu oyun tadında testlerdir. Bilimsel psikolojik testlerle karıştırılmamalıdır.
Hayatta her şeyi öngörmek mümkün değildir. Daima kendimizi ruhen hazırlama şansı bulamadığımız sürprizler, acil durumlar ve beklenmedik felaketlerle karşılaşabiliriz. Bu tür sürprizler stres yaratabilir (beklenmedik bir evlenme teklifi de, ani bir ayrılık da). Kontrol edemediğimiz ya da öngöremediğimiz çok fazla şey vardır. Birtakım başa çıkma stratejileri geliştirmemizin ve hayatımızı bazı kalıplara göre düzenlememizin nedenlerinden biri de budur.
Fırtına çıktı. Aniden bastıran sağanakta yürüyorsunuz. Son sürat koşsanız bile gideceğiniz yere beş dakika uzaklıktasınız. Aşağıdakilerden hangisi yapacaklarınızı en güzel tanımlayandır?
1. "Büyük bir ağaç bulup yağmur dinene kadar altında beklerim."
2. "Yağmurun ne kadar süreceğini bilemiyorum, bu yüzden gideceğim yere
kadar koşarım."
3. "Şemsiyesini paylaşabileceğim biri ya da şemsiye alabileceğim bir dükkân
olup olmadığına bakarım."
4. "Çantamda daima katlanabilir bir şemsiye taşırım, onu
kullanırım."
YAĞMURA YAKALANMAK İÇİN CEVAPLARINIZIN YORUMLARI
Ani sağanağa nasıl tepki gösterdiniz? Fırtına hayattaki beklenmedik ve kontrol edilemeyen güçleri temsil eder. Cevabınız sizinle sevdiğiniz ya da bir arkadaşınız arasında bir kavga çıktığında nasıl davranacağınızı betimler.
"Büyük bir ağaç bulup yağmur dinene kadar altında beklerim.": Siz aranızdaki sorunları halletmeye geçmeden önce karşı tarafın öfkesinin dinmesini bekleyenlerdensiniz. Onların istedikleri kadar bağırıp çağırarak içlerini boşaltmalarını seyredersiniz ve sonra kendi bakış açınızı soğukkanlılıkla ve tarafsız olarak sunarsınız. Bazıları buna akıllıca bir yaklaşım derken diğerleri sinsice olduğunu söyler.
"Yağmurun ne kadar süreceğini bilemiyorum bu yüzden gideceğim yere kadar koşarım": İçinizdekilerin hepsini döktüğünüz müddetçe kavganın sonunun ne olacağı umurunuzda değil. Sizce siz haklısınız ve tartışacak bir şey yok. Sizin taktikleriniz arasında alma-verme yok. Eğer karşınızdaki öfkelenirse siz daha çok öfkeleniyorsunuz. Eğer karşınızdaki bağırırsa siz haykırıyorsunuz. Bu sizi tartışmak için pek eğlenceli biri yapmasa da en azından nerede durduğunuzu anlamak çok kolay.
"Şemsiyesini paylaşabileceğim ya da bir şemsiye alabileceğim bir dükkân olup olmadığına bakarım.": Karşıtlıklar ve tartışmalar size göre değil bu nedenle kavga çıktığında bile siz daima karşı tarafı sakinleştirmeye çalışıyorsunuz. Ama ne yazık ki bu davranış bazen işleri daha da kötüleştirir. Zaman zaman durup Artmayı göğüslemelisiniz.
"Çantamda daima katlanabilir bir şemsiye taşırım, onu kullanırım." Her suçlamaya verecek bir cevabınız, her yanlışınıza bir özrünüz olduğunu düşünüyorsunuz. Size göre bir tartışma, atışma yeteneğinizi bilediğiniz bir gösteri, ama bu tavrınız başkalarına kaypak, sahte ve bunaltıcı geliyor. Ama büyük olasılıkla bunun için de bir açıklamanız vardır.