Psikolog Burak Mert PEHLİVAN
Özgüvenin sözlük anlamı TDK’ ye göre : “Kişinin kendine olan güveni”. Ancak pratikte bu kadar değil tabi ki. Psikologlarca uzun yıllardır çalışılmış ve çalışılacak olan bir kavramdan bahsediyoruz.
Özgüven, aşırı düşük boyutlardaysa sosyal anksiyeteyi, çekingen kişilik bozukluğunu ; aşırıyüksek boyutlardaysa narsistik kişilik bozukluğunu içine alan güçlü bir kavram. Özet bir tanımla, kişinin yeteneklerinin , zayıflıklıklarının , potansiyelinin farkında olmasını ve kendisiyle barışıklığını , kendini kabul ve şefkati de barındıran çok yönlü bir olgudur , özgüven.
Yaşamın ilk yıllarında (0-2) temeli atılır ve oradan filizlenir. Bebeğin ilk bakım verenleriyle olan yakın, güvenli, sıcak ilişkisi ; kendini güvende ve değerli hissetmeyle , insanları ve dünyayı güvenilir olarak algılamayla sonuçlanır. Böylece fiziksel ve psikolojik ihtiyaçları dengeli şekilde karşılanmış olan bebekte, Erikson’un bahsettiği “temel güven duygusu” oluşmaya başlar. Tabii tersi durumlarda tam tersi bir sonuçtan bahsetmek de mümkündür. Ebeveyn / bakım verenlerin çocuğa karşı tutumları, özgüvenin olumlu ya da olumsuz yönde gelişiminde oldukça etkilidir. Örneğin , çok katı ve koruyucu bir tutumla büyütülen, hiçbir zaman bir görevi ,bu bir bardağa su doldurmak bile olsa, tek başına yapmasına müsaade edilmeyen, hata yapar yapmaz azar yiyen ve hatta fiziksel istismara maruz kalan bir çocuk ,elbette kendi başına iş yapması gerektiği durumlarda ,mesela okulda , arkadaş ortamında, kendine güvenemeyecek, zorlanacak , belki de kendini geri çekip işini yine anne-babasının yapmasını bekleyerek çekingen tutumlar sergilemeye başlayacaktır. Ancak , istekleri dinlenen ve makulse gerçekleştirilen , sevildiğini hisseden , özerk olarak bir şeyler yapmasına izin verilen, hata yaptığında ceza yerine geribildirim verilerek hatasını nasıl düzeltebileceği beraberce konuşulan çocuk, artık bakım vereninden ayrılıp yeni bir ortama girdiğinde, elbette ufak tefek zorluklar yaşayacaktır ancak kendine güvenip , önceki ilişkilerinden de yola çıkarak bu zorlukları daha kısa sürede aşabilecektir.
Sonuç olarak yetiştirilme tutumları çocuğun özgüveni dahilbirçok yönünü büyük oranda etkilemektedir.
Fiziksel kusur olarak adlandırılabilecek durumlar , hastalıklar gibi değiştirilmesi zor ya da engellenemez olaylar da kişinin özgüveni etkileyebilir fakat burada bahsedilen ebeveyn tutumu gibi değiştirebilecek durumların olumsuz etkisinin önüne geçmektir. Çocuğunuzu bir tohum olarak düşünürseniz sağlıklı şekilde filizlenmesini için nasıl su , güneş ışığı gibi faktörler, ne az ne de aşırı, sadece yeterli miktarlarda gerekiyorsa ; onu korumanız , göz kulak olmanız , kendi halinde kalabileceği ortamlar yaratmanız da yeterli miktarda olmalıdır ne ihmale ne de aşırıya kaçmalıdır. Unutmayın , çocuklarımıza karşı abartabileceğimiz tek şey sevgimizdir.